Egzama nedir? Nedenleri, belirtileri ve tedavisi

Egzama, pek çok farklı nedenlerle ortaya çıkan ve deride kızarıklık, şişme, kaşıntı gibi belirtilerle görülen ve daha çok psikolojik nedenlerden ortaya çıkan önemli bir deri hastalığıdır. Egzamanın toplumdaki yaygınlığı oldukça yüksektir ve pek çok alt türü bulunur. Tıpta dermatit olarak isimlendirilen hastalık çocuklarda yaygın görülen bir cilt hastalığıdır. Dermatoloji kliniklerine başvuran hastaların %10-20’si bu hastalıktan muzdariptir. Yaygınlığına rağmen egzamanın sebepleri ve kesin tedavisi ile ilgili tıp dünyasının bugüne kadar verdiği net bir cevap bulunmamaktadır. Egzamanın daha çok kalıtsal olduğu düşünülmektedir ve hastaların çoğunda ortak belirtiler gözlenir. Bu nedenle hastalığın belirtilerinin iyi bilinmesi erken teşhis ve daha iyi tedavi başarısı için önem arzetmektedir. Kesin tedavisi bulunmamasına rağmen hastaların hekimin önerdiği uyarı ve önlemlere uyması Egzamadan kaynaklanan sorunun ağırlaşmasını azaltmaktadır.
Egzama hastalığı nedir
Egzama; çeşitli iç ve dış faktörlere derinin iltihaplı cevabı olarak ortaya çıkan durumun genel ismidir. Egzama (dermatit) en yaygın cilt hastalıklarından biridir fakat aynı zamanda, sebepleri ve kesin tedavisi ile ilgili de tıp dünyasının net cevaplayamadığı bir rahatsızlıktır. Hastaların çoğunda ortak belirtiler gözlenir. En çok görülen türleri Sinirsel, alerjik, yağlı deri, temas egzaması gibi egzama türleridir. En yaygın türü, ‘atopik dermatit’ olarak da bilinen, alerjik egzamadır ve daha çok kalıtsal olduğu düşünülür.
Atopik kelimesi farklı anlamına gelir. Bu durumda derideki farklılık kastedilmektedir ve kalıtsal alerjik egzama türünün tanımında kullanılmaktadır. Bazı egzama türleri, örneğin temas egzaması tek bir sebepten kaynaklanabilirken, diğer egzama türleri pek çok faktörün bir araya gelmesiyle oluşabilir. Çocuklarda görülen egzama zamanla kendiliğinden iyileşebilir ancak yetişkinlerdeki egzamanın kesin tedavisi yoktur. Hastalığı tetikleyen etkenlerden uzak durularak, egzama kontrol altına alınabilir. Egzama, kronik yani uzun süreli veya kısa süreli ataklar şeklinde akut olabilir ve bir çok hastada yazın iyileşen egzama kışın yeniden ortaya çıkarak kötüye giden bir tablo gösterebilir.
Egzamanın kronik hali, kaşıntılı döküntü şeklinde kendini gösterir. Egzamalı bölgenin kaşınmasıyla birlikte çabukça çatlayan kalın deriler oluşmaya başlar. Akut egzama durumunda ise, deride, sıvı dolu kabarcıklarla birlikte, kızarıklık, şişkinlik ve kaşıntı en yaygın belirtilerdir. Egzama durumunda vücudun savunma mekanizması enfeksiyonlara karşı güçsüzdür bu sebeple enfeksiyonlardan ve mantar hastalıklarından dolayı kolayca iltihaplanma oluşur.
Egzama belirtileri
Egzamanın dönemine göre farklı döküntüler oluşabilir. Akut dönemde kızarıklık, şişlik, minik su toplayan kabarıklıklar ve sulantı ön plandadır. Hastalar şiddetli kaşıntı ve yanmadan yakınırlar. Bazı hastalarda kızarıklık ve kepeklenme olmaksızın sadece kaşıntı ve yanma yakınması olabilir. Subakut dönemde minik yakacık şeklinde kepeklenmeler ve kabuklanmalar görülürken kronik dönemde deri kuruyup kalınlaşır ve renk değişikliği oluşur. Deride çatlamalar meydana gelir.
Egzamada iltihaplanan deri bölgesinde kızarıklıklar meydana gelir ve egzamanın en tipik belirtilerinden biri olan kaşıntı başlar. Aynı zamanda iltihaplı bölge kurur ve üstünde sivilceye benzer oluşumlar meydana gelir; yer yer su toplanır. Egzamalı bölge kaşınırsa, enfeksiyonlu bölge genişler ve yayılır, deri kanar ve iltihaplanıp ağrıya sebep olabilir. Kaşımakla meydana gelen çatlaklardan giren mikroplar egzamanın daha hızlı yayılmasına ve bu bölgenin diğer hastalıklara da açık hale gelmesine neden olur.
Kaşınarak tahriş edilmiş bir egzama bölgesi özellikle çocuklarda çok rahatsızlık verici olabilir. Egzama önce daha hassas olan yüzde ve baş derisinde çıkar, ardından kollara ve bacaklara yayılır, özellikle derinin katlandığı eklem bölgelerine ve giysilerin sürtündüğü tahriş olmaya daha açık bölgelerde kendini gösterir. Hastalığın verdiği rahatsızlığın başlıca nedeni daha çok kaşıma ile oluşan çatlaklardan giren mikropların yaptıkları enfeksiyona bağlıdır.
Egzama bulaşıcı mıdır?
Egzama bulaşıcı bir hastalık değildir daha çok elerjik bir reaksiyondur fakat çeşitli sebeplerle vücudun farklı bölgelerine hızla yayılabilir veya iyileşmiş hastalık yeniden tekrarlayabilir.
Egzama en sık vücudun hangi bölgelerinde görülür?
Egzamalarda tutulum egzamanın tipine göre değişir.
İrritan kontakt dermatit: el ve yüzü
Alerjik kontakt dermatit: el, ayak, yüzü
Dishidrotik egzama: parmak laterallerini
Fotosensitif egzalamar güneş gören bölgeleri
Fitofotokontakt dermatitler vücudun açıkta kalan bölümleri
Atopik dermatit: bebeklik döneminde yüzü, büyük çocuklarda kıvrım bölgelerini ve erişkinlerde yaygın tutulum gösterir.
Egzama hangi yaşlarda daha sık görülür?
Çocukluk döneminde görülen ekzemaların çoğunu atopik ekzemalar oluşturur. Atopik ekzema vakaların %85’inde hayatın ilk 1 yılında (2 aylıktan sonra) başlar. Çocukların %7-17’sinde atopik ekzema bulunur. Ekzemaların yaklaşık yarısını oluşturan kontakt dermatitler genellikle erişkin dönemde görülür. Tüm ekzemaların %5-20’sini oluşturan dishidrotik erzemalar ise 4-76 yaşları arasında herhangi bir dönemde görülür.
Egzamayı tetikleyen ve artıran nedenler
Kadınlarda Hormonal Değişiklikler
Hormonlar vücut tarafından üretilen, kuvvetli kimyasallardır ve pek çok farklı etileri sıralanabilir. Bazı kadınlarda, hormon seviyelerindeki değşikliklerin egzama semptomlarını arttırdığı görülmüştür. Hormonlar egzamanın ortaya çıkış nedeni değildir ama egzamanın semptomlarının artmasına, kötüleşmesine neden olabilir. Regl ya da hamilelik dönemindeki bazı kadınlarda, egzamaya dair şikayetlerin arttığı görülür.
Diğer Tetikleyiciler
Uzun ve sıcak banyo, sık sabunlanma, kuru cilt, terlemek, ani hava değişimi, yün benzeri kumaşlar, sigara içmek, toz, kum.
Egzamaya neden olan ve tetikleyen yiyecekler
Egzama hastalığıyla besinler arasında bilimsel olarak kanıtlanmış bir bağlantı yoktur. Fakat temasla alakalı egzaması olan hastalarda bazı gıdalarla temas durumunda egzama alevlenebilmektedir. Özellikle domates, kabak, patlıcan, limon, portakal gibi gıdaların suları egzamayı alevlendirebilmektedir. Yine bebeklik ve çocukluk çağında görülen atopik dermatitte bazı gıdaların alımından sonra kaşıntı hissi artabilmektedir. Bu tarz gıdalar saptanabiliyorsa bunlardan uzak durabiliriz.
Egzama tedavisi
Egzama tehlikeli sayılabilecek ağır bir hastalık değildir; ama rahatsızlık verebilir. Egzamalıların rahat etmek için almaları gereken önlemlerin başında yarayı kaşımamak gelir. Egzamalı bebeklerin ellerine pamuklu kumaşlardan dikilmiş parmaksız eldivenler geçirilerek egzamalı yerlerini kaşımaları önlenebilir. Egzamalı kişilerin uçuk hastalığı olanlardan özellikle uzak durmaları gerekir. Egzamalı deri, uçuk virüsü olan herpes simplekse karşı dirençsizdir; virüs alınırsa enfeksiyon yayılabilir. Egzamalıların çiçek aşısı da olmamaları gerekir. Normal insanlara hiçbir zarar vermeyen bu aşı, egzamalı bir çocukta, ölümcül olabilen ateşli bir hastalık yapabilir.
Egzamalı ya da egzama geçirmiş insanların derileri çok hassastır. Bu nedenle tahriş edici maddelerden sakınmalıdırlar. Bu tür maddelerle çalışmak zorunda kalanlar lastik eldiven ve yüz maskesi gibi basit önlemlerle korunmalı; genç insanlar meslek seçerken yağlar, boya maddeleri ve şampuan gibi malzemelerle çalışmak zorunda kalacakları meslekleri seçmemelidirler. Egzamanın nedeni olan alerji yapıcı madde bulunabilirse, hastanın o madden korunması yeterlidir. Egzamalı bir bebeğe, inek sütü veriliyorsa, inek sütünü kesip ya anne sütü verilmeli ya da keçi sütü (inek sütüne göre daha az alerjiye yol açtığı saptanmıştır) ve özel süttozu gibi bir besinle beslenmelidir.
Nedeni bulunamayan çocuk egzamalarında ise çocuğun giysilerinde yünlü kumaş kullanmamak, derisi kurumaya yatkınsa çok sık yıkamaktan kaçınmak, enfeksiyonları önlemek için hem kendini hem de çevresinin temizliğine özen göstermek ve özel sabun kullanmak yararlı olur.
Egzama tedavisinde yararlanılabilecek birçok ilaç vardır. Çinko bileşimleri ve kortizonlu deri merhemleri egzamalı yerlere doktor önerisine göre sürülür; ancak bu merhemler deriyi tahriş edeceği için uzun süre kullanılmamalıdırlar. Ayrıca antihistaminik merhemlerle kaşıntıyı azaltmak, üreli merhemlerle derinin su içeriğini artırarak egzamanın deriyi kurutup çatlatmasını önlemek deriyi kurutup çatlatmasını önlemek, astım tedavisinde kullanılan “sodyumkromoglikat” adlı maddeyi içeren ilacın alınmasıyla alerjiyi önlemek olanaklıdır. Egzamalı insanların kaşınmamaları neredeyse olanaksız olduğundan, tırnaklarını kısa, temiz ve bakımlı tutmaları, zararı biraz da olsa azaltır. Egzama hastane tedavisi gerektirecek kadar ağır bir hastalık değildir ama evinde yeterli bakım göremeyecek hastaların hastaneye yatmaları yararlı olabilir.
Egzamalı çocukların yüzde 50’si altı yaşına gelmeden, yüzde 90’i ise ergenliğe ulaştıklarında egzamadan kurtulurlar. Ne var ki, öteki alerjik hastalıklar gibi egzama da, iyileşmesinden yıllar sonra hiç beklenmedik bir zamanda yineleyebilir. Duygusal sorunlar, sitres ve sıkıntı egzamanın yinelenmesine neden olabilir. Egzamalıların hastalıklarının fazla önemsenmesi, egzamalı çocuğun üstüne çok düşülmesi, stres yaratarak hastalığı büsbütün ağırlaştırabilmektedir. Günümüzde egzama tam olarak tedavi edilmemekle birlikte, rahatlatılabilmekte ve denetim altına alınabilmektedir. En iyisi, fazla önemsemeyerek, hastalığın getirebileceği duygusal sıkıntılardan korunmaktır.
